UYUŞTURUCU TİCARETİ SAVUNMA DİLEKÇESİ
- Av. Salim SAYICI
- 31 Oca 2023
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 18 Şub
MERSİN () AĞIR CEZA MAHKEMESİNE
DOSYA NO :
SANIK :
MÜDAFİ : AV. SALİM SAYICI
KONU : Davaya karşı esasa ilişkin yazılı savunmalarımızın sunulması ile isnat edilen suçtan müvekkilin beraatine karar verilerek tahliye edilmesi ve diğer taleplerimizden ibarettir.
AÇIKLAMALAR : Sayın mahkemenizin ...... tarihli duruşmasında iddia makamı esas hakkındaki mütalasını açıklamış ve müvekkil hakkında TCK'nın 188/3,53,54,55,58,63 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına ve hükümle birlikte tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etmiştir. İlgili mütalaya katılmamız mümkün değildir. Mütalaya karşı savunmalarımızı sunuyoruz. Şöyle ki;
1-) Öncelikle kolluk kuvvetleri tarafından yapılan yakalama hukuka aykırıdır. Müvekkil, yakalandıktan sonra kendisine yapılan üst araması da hukuka uygun değildir. Bu hali ile müvekkilin üzerinde bulunan metamfetamin maddesi hukuka aykırı delildir. Hükme esas alınmaması gerekmektedir. Müvekkil kullanmak için üzerinde uyuşturucu madde bulunduruğundan bahisle bekçileri gördüğünde korkmuş, olay yerinden elindeki uyuşturucu maddeyi atarak uzaklaşmaya çalışmıştır. Müvekkilin panikle yaptığı bu davranışı onun üzerinde bulunan ilgili uyuşturucu maddeyi ticaret amaçlı bulundurduğunu ispatlamayacaktır. Sanığın elindeki uyuşturucu maddeyi başkasına satma ya da devir veya tedarik etme hususunda herhangi bir davranış içerisine de girmemiştir. Nitekim, mahkemeniz huzurunda dinlenen tanıklar ..... ve ........ ''sanığın olay yerinde yanlarına gelerek çakmak istediğini, kendilerine uyuşturucu satmak gibi bir niyetinin olmadığını ve satmadığını'' dile getirmişlerdir.
2-) Müvekkilin üzerinden çıkan uyuşturucu maddenin miktarı Yargıtay'ın emsal kararları neticesinde kullanma sınırındadır. Olay günü müvekkilin üzerinden 10.4 gr metamfetamin maddesi ele geçirilmiştir. Nitekim, müvekkilin alınan idrar ve kan raporlarında da metamfetamin madddesini kullandığı görülmektedir. Müvekkil, ilgili uyuşturucu maddeyi ticaret amacıyla değil, kullanma amacıyla üzerinde bulundurmuştur. İddia makamı her ne kadar mütalasında ilgili maddenin fişeklenmiş biçimde bulunmasının, müvekkilin uyuşturucu ticareti yaptığına kanıt olduğunu iddia etse de müvekkil uyuşturucu maddeyi zaten fişeklenmiş biçimde kullanmak amacıyla satın almıştır. İlgili, fişekleme eylemini yapan kişi müvekkil değildir.
''YARGITAY YİRMİNCİ CEZA DAİRESİ
Esas : 2018/2232
Karar : 2018/4842
Oluşa ve dosya içeriğine göre; suç tarihinde sanığın, diğer sanık ... ile birlikte bulunduğu araç içerisinde yapılan aramada net 9,9 gram metamfetamin maddesi ele geçirildiği olayda, suç konusu uyuşturucu maddenin ele geçiriliş biçimi ve ele geçen madde miktarının kişisel kullanma sınırları içinde kalması karşısında; sanığın uyuşturucu maddeyi kullanma amacı dışında satmak veya başkasına vermek amacıyla bulundurduğuna ilişkin, ./..
kuşku sınırlarını aşan yeterli ve kesin delil bulunmadığı ve eyleminin “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçunu oluşturduğu gözetilmeden uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,''
3-) Müvekkilin üzerinden yalnızca tek çeşit uyuşturucu madde ele geçirilmiştir. Yargıtay'ın emsal kararları doğrultusunda, uyuşturucu madddeyi kullanmak amaçlı mı veyahut ticaret amaçlı mı bulunduruluğuna ilişkin önemli ayrımlardan bir tanesi de kişinin üzerinden çıkan maddelerin çeşitliliğidir. Ancak, müvekkilin üzerinden yalnızca metamfetamin maddesi ele geçirilmiştir. İlgili maddenin net ağırlığı 10.4 gramdır. Nitekim, yukarıda da belirttiğimiz üzere müvekkilin alınan idrar ve kan örneklerinde de ilgili maddeye rastlanmıştır. Tüm bu hususlar müvekkilin ilgili maddeyi ticaret amaçlı değil kullanma amaçlı bulundurduğunu ispatlamaktadır.
4-) Uyuşturucu veya uyarıcı maddenin sanık tarafından bulundurulduğu yer dikkate alınarak uyuşturucu maddenin kullanmak için mi yoksa ticaret için mi bulundurulduğu tespit edilmelidir. Kişisel ihtiyacı için uyuşturucu madde bulunduran kimse, bunu her zaman kolaylıkla ulaşabileceği bir yerde bulundurur. Nitekim müvekkilde ilgili maddeyi üzerinde bulundurmuştur. Buradan da anlaşılacağı üzere müvekkilin ilgili maddeyi bulundurma nedeni ticaret amaçlı olmayıp kullanma niyetiyledir.
Müvekkil, samimi bir biçimde beyanda bulunmuştur. Müvekkil, mahkemeniz huzurunda samimi beyanlarda bulunmuş ve uyuşturucu kullandığı için pişmanlığını ve mahcubiyetini dile getirmiştir. Müvekkil, uyuşturucu bataklığına boğulmuş ve bağımlılıkla mücadele etmeye çalışan birisidir. Ancak müvekkil, ilgili maddenin ticaretini yapmamaktadır. Yaptığına dair de dosyada kuşkuya yer bırakmayacak şekilde somut delil bulunmamaktadır.
5-) Şüpheden Sanık Yararlanır İlkesi Gereğince Müvekkilin Beraati Gerekmektedir. Yukarıda da açıklandığı üzere dosyada müvekkil aleyhinde uyuşturucu ticareti yaptığına ilişkin somut delil yoktur. Yargıtay kararlarından da anlaşılacağı üzere suçun, kuşkuya yer vermeyecek kesinlikle ispat edilmesi gerekir. Ancak dosyada çok sayıda şüphe ve kuşku vardır. Bu kuşku ve şüpheler üzerine müvekkilimize ceza vermek hukuka aykırı olacaktır. Dosya da müvekkilimizin cezalandırılması için yeterli delil yoktur.
Bir alıntı: Yargıtay Ceza Genel Kurulu E. 2011/10-387 K. 2012/75 T. 6.3.2012:
Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “in dubio pro reo” yani “kuşkudan sanık yararlanır” ilkesi uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesidir. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkumiyeti, yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan ihtimali kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir. O halde ceza yargılamasında mahkumiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır." denilmiştir.
SONUÇ VE İSTEM :
Yukarıda açıklanan sebeplerle ve resen araştırılmış sebeplerle müvekkilimizin BERAATİNİ, aksi kanaat var ise lehe olan tüm hükümlerin uygulanmasını ve tahliye kararı verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz.
Sanık Müdafi
Av. Salim SAYICI
Commentaires