ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVALARI
- Av. Salim SAYICI
- 5 Ara 2022
- 11 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 3 Haz
1- ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASI HANGİ DURUMLARDA AÇILIR?
Ortaklığın giderilmesi davası paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmek için açılır.
2- MÜLKİYET NEDİR?
Anayasanın 35. Maddesinde ve Türk Medeni Kanunun 683. Maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma hakkına sahiptir. Kısaca mülkiyet bir kimsenin bir şey üzerinde haiz olabileceği en geniş yetkiyi veren ayni bir haktır.
3- MÜLKİYET HAKKININ KAPSAMI NEDİR?
Mülikiyetin kapsamına bütünleyici parçalar, doğal ürünler ve eklentiler girer
a- Bütünleyici parça: Bütünleyici parça yerel adetlere göre asıl şeyin temel unsuru olan ve şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasında olanak bulunmayan parçadır. Türk Medeni Kanunun 684. Maddesine göre bir şeye malik olan o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur.
b- Doğal ürünler(semereler): Türk Medeni Kanunun 685. Maddesine göre ürünler dönemsel olarak elde edilen doğal ve hukuki ürünlerdir. Doğal ürünler asıl şeyden ayrılıncaya kadar onun bütünleyici parçasıdır.
c- Eklenti(teferruat): Türk Medeni Kanunun 685. Maddesine göre Bir şeye ilişkin tasarruflar, aksi belirtilmedikçe onun eklentisini de kapsar. Eklenti, asıl şey malikinin anlaşılabilen arzusuna veya yerel adetlere göre, işletilmesi, korunması veya yarar sağlaması için asıl şeye sürekli olarak özgülenen ve kullanılmasında birleştirme, takma veya başka bir biçimde asıl şeye bağlı kılınan taşınır maldır. Eklenti, asıl şeyden geçici olarak ayrılmakla bu niteliğini kaybetmez.
4- MÜLKİYET HAKKININ ÇEŞİTLERİ NELERDİR?
a- Ferdi mülkiyet: Bir kişinin bir mala sahip olması durumuna ferdi mülkiyet denir.
b- Birlikte mülkiyet: Birden fazla kişinin bir arada bir mala sahip olmasına birlikte mülkiyet (topluluk veya kollektif mülkiyet) denir. Birlikte mülkiyet paylı mülkiyet ya da elbirliği mülkiyeti şeklinde olabilir.
5- ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİ NEDİR?
Türk Medeni Kanunun 701. Maddesine göre; yasa (Miras şirketi) ya da yasada öngörülen sözleşmeler (karı koca arasındaki mal ortaklığı) uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyetine denir. Elbirliği mülkiyeti; birden fazla kişinin payları belli olmaksızın bir malın her parçasına elbirliği halinde malik olmalarını ifade eder. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı ortaklığa giren malın tamamına yaygındır. Özellikleri aşağıdaki gibidir.
a- Ortaklığın tüzel kişiliği yoktur.
b- Malikler paydaş değildir. Mal üzerinde ayrılmış pay yoktur. Ortaklar hep birlikte maliktir.
c- Ortaklar elbirliğine konu mal nedeniyle meydana gelen borçtan müteselsil sorumludur.
d- Ortaklar malı yönetimde, tasarruf etmekte, yararlanmakta oybirliği ile hareket etmek zorundadır.
e- Ancak her ortaklardan her biri elbirliği mülkiyetine giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu durumda tüm ortaklar yararlanır.
6- PAYLI MÜLKİYET NEDİR?
Türk Medeni Kanunun 688. Maddesine göre paylı mülkiyette birden çok kimse maddi oalrak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla maliktir. Paydaşlardan her biri kendi payı bakımından malik hak ve yükümlülüklerine sahiptir. Pay devredilebilir, rehnedilebilir, alacaklılar tarafından haczedilebilir. Kısaca özellikleri aşağıdaki gibidir.
a- Paylı mülkiyette paydaşların pay oranı bellidir. Ancak paylar bil fiil taksim edilmiş değildir.
b- Paydaşlar payını devredebilir, rehnedebilir, ya da alacaklılar tarafından haczedilebilir.
c- Türk Medeni Kanunun 690. maddesine göre; paydaşların her biri olağan yönetim işlerini yapmaya, özellikle küçük onarımları yaptırmaya ve tarımsal işleri yürütmeye yetkilidir.
d- Türk Medeni Kanunun 691. maddesine göre; paylı mülkiyette önemli yönetim işleri kural olarak pay ve paydaş çoğunluğu ile yapılır. Önemli yönetim işlerine ziraat usulünün değiştirilmesi, büyük tamirat icrası, kiraya verme, toprağın ıslahı örnek gösterilebilir.
e- Türk Medeni Kanunun 692. maddesine göre; paylı mülkiyette olağanüstü yönetim işleri ve tasarruflar; mülkiyetin özgülendiği amacın değiştirilmesi, normal kullanmanın gerekli kıldığıölçüyü aşan yapı işlerine girişilmesi veya paylı malın tamamı üzerinde tasarruf işlemlerinin yapılması bütün paydaşların kabulüne bağlıdır.
f- Türk Medeni Kanunun 693. maddesine göre;paydaşlardan her biri diğerlerinin hakları ile bağdaştığı ölçüde paylı maldan yararlanabilir ve onu kullanabilir. Paydaşlardan her biri bölünemeyen ortak yararların korunmasını diğer paydaşları temsilen sağlayabilir.(Örneğin elatmanın önlenmesi ve istihakak davası)
g- Türk Medeni Kanunun 694. maddesine göre; paylı mülkiyetten doğan veya paylı malı ilgilendiren yönetim giderleri, vergiler ve diğer yükümlülüklerden aksine bir hüküm yoksa paydaşlar payları oranında sorumludur.
7- ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASINDA GÖREVLİ MAHKEME NERESİDİR?
6100 sayılı HMK’nın 4/b fıkrasına göre; değeri ne olursa olsun taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davalarda sulh hukuk mahkemeleri görevlidir.Görev kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce resen dikkate alınır.
8- ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASINDA YETKİLİ MAHKEME NERESİDİR?
Yetki bir davaya hangi yer mahkemesinin bakacağını ifade etmektedir. 6100 sayılı HMK’nın 12. Maddesine göre gayrimenkule ilişkin davalar taşınmaz malın bulunduğu yer mahkemesinde görülür.
Birden fala taşınmaz için dava açılmış ise taşınmazlardan birinin bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 121. Maddesine göre alacaklının icra mahkemesinden aldığı yetkiye istinaden açılan davalarda da; yetki veren icra mahkemesinin bulunduğu yer mahekemesi değil, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.
Ortaklığın giderilmesi davasına konu taşınır mal ise 6100 sayılı HMK’nın 6/1. Fıkrasına göre dava tarihindeki davalının yerleşim yeri mahkemesi yetkili olacaktır.
Tereke ile ilgili davalarda ise 6100 sayılı HMK’nın 11/1. Maddesi gereği miras bırakanın son ikamet ettiği yer mahkemesi yetkilidir.
9- TARAFLAR ARASI YETKİLİ MAHKEME İLE İLGİLİ YETKİ SÖZLEŞMESİ YAPILABİLİR Mİ?
6100 sayılı HMK’nın 12. Maddesi gereği taşınmaz mallar ile ilgili yetki sözleşmesi yapılamaz. Çünkü taşınmazların aynıyla ilgili olan davalarda yetki kamu düzenine ilişkin ve kesindir.
Taşınır mallarla ilgili yetki sözleşmesi yapılabilir. Bu yetki sözleşmesine tüm paydaşların katılması ve yazılı olması gerekir.
10- ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASINDA DAVACI KİMLER OLABİLİR?
I- Aşağıda yazılı olan kişi ya da kuruluşlar ortaklığın giDerilmesi davasında davacı olabilir.
a- Paydaş veya ortak: Paylı mülkiyette paydaş, elbirliği mülkiyetinde ortak bu davayı açabilir. Her paydaş tek başına açabileceği gibi birden çok paydaş birlikte açabilir.
b- Borçlu ortağın alacaklısı: Borçlu ortağın alacaklısı icra mahkemesinden İcra İflas Kanunu 121. Maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Burada borçlu ortağın elbirliği mülkiyeti olması gerekir. Zira paylı mülkiyette pay bağımsız olarak haczedilip satılabilir. Birden fazla taşınmaz için dava açılmış ise borca yetecek taşınmazlar bakımından dava kabul edilir, fazla miktara denk gelen taşınmazlar yönünden dava reddedilir.
c- Hazinenin dava hakkı: Kamu tüzel kişisi olan devlet mal ve haklara sahip olduğundan paydaş olduğu mallarda paydaşlığın giderilmesi davası açabilir.
Hazine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 63. maddesi uyarınca vergi, harç gibi kamu alacaklarının tahsili amacıyla da icra hakiminden izin alınmaksızın doğrudan borcu olan elbirliği mülkiyetine konu taşınmaz bakımından dava açılabilir.
Hazine Türk vatandaşlığından çıkarılan veya vatandaşlığı iptal edilen kimselerin mallarının tasfiyesi amacıyla ortaklığın giderilmesi davasın açabilir.
Mirasçı bırakmadan ölen kimsenin malları Türk Medeni Kanunun 501. Maddesi gereği hazineye intikal edeceğinden hazine ortaklığın giderilmesi davası açabilir.
d- Tereke tasfiye memurunun dava hakkı: Terekenin tasfiyesi Türk Medeni Kanunun 632. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Miras bırakanın borçları nedeniyle mirasın resmen tasfiyesi yoluna gidilebilir. 634. Madde gereği tasfiye işlemi tereke hakimi ya da hakimin görevlendireceği kimse tarafından yapılır. Terekenin tüzel kişiliği olmadığı için tereke adına tasfiye memuru mirasbırakana ait malların paraya dönüştürülmesi amacıyla başkalarıyla ortak olduğu elbirliği halindeki mallar bakımından ortaklığın giderilmesi davası açabilirler.
e- İflas idaresi memurunun dava hakkı:2004 sayılı İİK’nın 226. Maddesine göre iflas eden kimse için masa oluşması ile ilgili yasal temsilci iflas idaresidir. İflas edenin elbirliği halindeki ortaklık sebebiyle ortaklığın giderilmesi davası açmak zorunlu olduğundan, iflas idaresi memuru icra hakiminden alacağı yetki belgesine dayanarak dava açabilir.
II- Sınırlı ayni hak sahipleri (irtifak hakkı, intifa hakkı, oturma hakkı, üst hakkı sahipleri ), tereke temsilcisi ve vasiyeti tenfiz memurunun ortaklığın giderilmesi davası açma hakkı yoktur.
11- ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASINDA DAVALI KİM OLABİLİR?
Davayı açan dışındaki paydaşlar veya ortaklar davalı olarak gösterilmelidir. Paydaş ya da ortaklardan ölenler var ise onların mirasçıları da davaya dahil edilir. Ortaklığın giderilmesi davası tüm ortak ya da paydaşlar tarafından hasımsız olarak da açılabilir.
12- ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASI HANGİ DURUMLARDA AÇILAMAZ?
I- Kural olarak ortaklardan ya da paydaşlardan her biri dilediği zaman ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Ancak Tük Medeni Kanunun 698. Maddesi uyarınca hukuki bir işlem gereğince, paylı malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması halinde veya münasip olmayan bir zamanda açılmış dava reddedilir.
a- Sözleşme yapılması: Bu sözlşeme yazılı olmalı ve resmi şekilde yapılmalıdır. Tüm paydaşlar tarafından imzalanmış olmalıdır. Sözlşeme süresi en fazla 10 yıl olabilir. Daha fala süre için sözleşme yapılmış ise yalnıza 10 yıllık sürede bağlayıcı olur.
b- Müşterek mülkün devamlı bir amaca özgülnemiş olması: Burada malın tüm paydaş ya da ortaklar tarafından kiraya verilmiş olması örnek gösterilebilir.
c- Münasip olmayan zaman: Bu husus dürüstlük kuralı uyarınca belirlenir.
II- Türk Medeni Kanunu dışında başka yasalarda da ortaklığın giderilmesi istenemeyeceği haller düzenlenmiştir.
a- Tapuya kayıtlı olmayan taşınmazlar hakkında dava açılarak ortaklığın giderilmesi istenemez. Bu tür taşınmazlarda öncelikle tescil davası açılmalıdır.
b- Taşınmazın bir kısmı kamulaştırılmış ise bu kısım ifraz edilmelidir. Bu nedenle bir kısmı kamulaştırılan taşınmazların ortaklığının satış suretiyle giderilmesi istenemez.
c- Kat Mülkiyeti Kanunun 7. Maddesi gereği ana taşınmazın ortakları ortaklığın giderilmesini isteyemez.
d- Gecekondu kanunu 34. Maddeye göre kanun kapsamındaki tahsis edilen arsaların 10 yıl ortaklığın giderilmesi istenemez.
e- Türk Medeni Kanunun 676. Maddesi gereği elbirliğine tabi taşınmazlarda mirasçıların tamamı yazılı taksim sözleşmesi ile taşınmazı taksim etmiş iseler ortaklığın giderilmesi davası açamazlar.
f- Belirli bir payın ortaklığının giderilmesi mümkün değildir. Ortaklığın giderilmesi ancak taşınmazın tamamı için istenebilir.
g- Yalnız mütemim cüzlerin ortaklığının giderilmesi istenemez.
h- Kesin hüküm varsa ortaklığın giderilmesi istenemez. Dava konusu taşınmaz hakkıda önceden verilerek kesinleşmiş bir satış kararı varsa kararın kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık süre geçmemiş ise dava reddedilir.
13- FİİLİ TAKSİM YAPILMIŞ OLMASI PAYLAŞMAYA ENGEL MİDİR?
Önalım davasında fiili paylaşım olması halinde dava reddedilebilmektedir. Ancak ortaklığın giderilmesi davasında fiili taksim savunması dinlenmez.
14-HANGİ DURUMLAR ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASINDA BEKLETİCİ MESELE YAPILIR?
Bekletici mesele bir davada karar vermeden önce çözülmesi gereken öncelikli sorun demektir. Ortaklığın giderilmesi davasında ön sorunlar genellikle mülkiyet uyuşmazlığının bulunduğu durumlardır.
Bunlara örnek olarak aşağıdaki durumlar gösterilebilir.
a- Mülkiyet uyuşmazlığının bulunması
- Önalım davası
- Tapu iptal ve tescil davaları
- Satış vaadiyle cebri tescil davaları
- Dava konusu taşınmazın vasiyetname konusu olması, vb…
b- Tapuda yüzölçüm, ad ya da sınır düzeltme davaları
c- Mirasçılık belgesinin iptali davası
d- Paydaşlıktan çıkarma davaları
e- Muhdesat ile ilgili açılmış tespit davaları, vb…
14- MUHDESATIN (bütünleyici parça) AİDİYETİ İLE İLGİLİ UYUŞMAZLIK VARSA NE YAPILABİLİR?
Ortaklığın giderilmesi davalarında taşınmaz üzerinde bulunan bütünleyici parçanın aidiyeti hususunda ihtilaf çıkmaktadır. Ortaklığın satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç gibi bütünleyici parçanın arz ile birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde paydaşların hak iddia etmeleri durumunda 6100 sayılı HMK’nın 165. Maddesi uyarınca o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere uygun bir süre verilir. Bu süre içinde dava açılırsa bekletici mesele yapılır, açılmaz ise bu konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilir.
Muhdesatla ilgili tapuda şerh varsa veya bütün paydaşlar ittifak ediyorsa ya da yukarıda açıklandığı üzere bir dava sonucu muhdesatın paydaşlardan biri ya da bir kısmına ait olduğu kesin hükümle ispatlanırsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyor ise; bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itirbariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı belirlenir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın toplam değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarın arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulma suretiyle belirlenir. Satış sonucu elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibine, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara dağıtılır.
Bütünleyici parça 3. kişiye ait olması halinde muhdesat sahibi olarak davaya dahil edilemez, satıştan pay verilemez. Tabiki muhdesat sahibi 3. Kişi, paydaşlara yönelik eda davası açabilir. Eğer bütünleyici parçanın değeri arzdan fazla ise ve şartları oluşuyor ise tescil davası açabilir.
15- DAVACI HANGİ PAYLAŞMA BİÇİMLERİNİ TALEP EDEBİLİR?
Davacı paylaşma biçimi olarak; aynen taksim ya da satış suretiyle ortaklığın giderilmesini isteyebilir. Ya da terditli olarak aynen taksim, mümkün olmaz ise ortaklığın satış suretiyle giderilmesini isteyebilir.
16- ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASINDA HANGİ YARGILAMA USULÜ UYGULANIR?
Ortaklığın giderilmesi davasında görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. 6100 sayılı HMK’nın 316. Maddesine göre sulh hukuk mahkemesinin görevine giren dava ve işlerin basit yargılama usulüne tabi olduğu belirtilmiştir. Basit yargılama usulü, yazılı yargılama usulüne göre farklıdır.
Basit yargılama usulünde, dilekçeler aşaması dava dilekçesi ve cevap dilekçesinden ibarettir. Cevaba cevap dilekçesi ve ikinci cevap dilekçesi verilmez.
Ortaklığın giderilmesi davaları çift (iki)taraflı davalardandır. Dava sonunda ortaklığın giderilmesine karar verileceğinden davanın kazananı ve kaybedeni yoktur. Dava sonunda her iki taraf için de benzer sonuçlar doğurur.
Mahkemece verilen karar kesinleşmeden infaz edilemez.
17- ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASI SONUNDA SATIŞ KARARI ÇIKARSA ORTAKLAR TAŞINMAZI ALMAK İSTEYEN KİŞİLERE KARŞI ÖNALIM HAKKINI KULLANBİLİR Mİ?
Ortaklığın giderilmesi davası sonunda verilen satış kararına göre satış memuru tarafından taşınmazın satışının sağlanması halinde ortaklar önalım hakkını kullanamaz.
18- MAHKEMECE NE TÜR KARARLAR VERİLEBİLİR?
Mehkemece malın aynen bölüştürülmesi veya pazarlık ya da artırmayla satılarak ortaklığın giderilmesine karar verilebilir.
I- Aynen paylaşım
a- Aynen taksim
Türk Medeni Kanunun 699/2. fıkrasına göre taraflar paylaşma biçiminde anlaşamazlar ise; hakim paydaşlardan birinin istemi üzerine, malın aynen bölünerek paylaştırılmasına, bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para eklenerek denkleştirme sağlanmasına karar verir. Paydaşlar aynen taksim hususunda anlaşmış iseler ittifak edilen şekilde taksim yapılır. Anlaşamazlar ise mahkemece karar verilir.
Aynen taksimin mümkün olduğu hallerde, tüm taraflar satış suretiyle ortaklığın giderilmesini isterse aynen taksime karar verilemez.
Türk Medeni Kanunun 699/3. fıkrasına göre, paylı malın önemli bir değer kaybına uğramadan bölünmesine olanak yoksa aynen taksim kararı verilemez.
Mahkemece aynen taksim kararı verilmeden önce teknik bilirkişiye taksim projesi düzenletilir.
b- Kat mülkiyeti kurulmak suretiyle
Kat Mülikiyeti Kanununa göre bir yapının kat, daire, iş bürosu, dükkan, depo gibi bölümlerden ayrı ayrı başlı başına kullanmaya elverişli olanlar üzerinde, taşınmazın maliki veya ortak malikleri tarafından bağımsız mülkiyet hakları kurulabilir.
Mahkemenin kat mülkiyeti kurulması kararı verebeilmesi için kat mülkiyetine konu olmaya elverişli bir taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesi davasında ortak maliklerden birinin yargılamanın herhangi bir safhasında paylaşmanın aynen taksim suretiyle istemesi halinde bu aynı zamanda kat mülkiyetinin kurulması istemini de içerdiğinden hakim Kat Mülkiyeti Kanununun 12. Maddesidende yazılı belgeleri de tamamlattırarak taşınmaz mülkiyetinin kat mülkiyetine çevrilmesine ve paylar denkleştirilmek suretiyle bağımsız bölümlerin ortaklara ayrı ayrı özgülenmesine karar verir.
Bu durumda her paydaşa ayrı bir bağımsız bölüm isabet etmesi gerekir. Ancak mirasçılar ya da ortaklar bağımsız her bir bölümün paylı tescilini isteyebilir.
II- Satılarak bedelin bölüştürülmesi
Mahkemece ortaklığın satış suretiyle giderilmesi kararı verilmesi halinde kararda satışın ne şekilde yapılacağı, satış bedelinin nasıl dağıtılacağı, satış memuru mahkemece hükümde gösterilmesi gerekir. Muhdesat varsa ve ihtilaf yoksa az yukarıda bahsedildiği üzere oran kurulmak suretiyle karar verilir. Taşınmaz üzerinde intifa hakkı varsa ilgili de bedele dönüştürülmesini istemez ise intifa ile yükümlü satılır. Taşınmaz üzerinde satışa engel olmayan şerh veya beyan varsa bu yükümlülüklerle birlikte satılır.
a- Paydaşlar arası satış
Türk Medeni Kanunun 699/3. fıkrasına göre; Satışın paydaşlar arasında artırmayla yapılmasına karar verilmesi, bütün paydaşların rızasına bağlıdır. Paydaşlardan biri dahi rıza göstermez ise artırma genel yapılır.
b- Halka açık satış
Eğer paydaşlar arasında bir anlaşma yahut rıza söz konusu değilse, satış halka açık bir şekilde pazarlık veya açık artırma yoluyla yapılır. Satıştan elde edilen para, paydaşlara payları oranında ya da miras payları oranında bölüştürülecektir.
19- ISLAH MÜMKÜN MÜDÜR?
Ortaklığın giderilmesi davalarının özelliği itibariyle taşınmazın aynen taksimi mümkün olmadığı saptanırsa, davacının iddiasını değiştirerek yargılama içerisinde satış istemesi mümkündür. Bu nedenle davacıya ayrıbir dava açması için külfet yüklenmez.
20- DAVACININ DAVADAN FERAGATİ MÜMKÜN MÜDÜR?
Davacı elbette davasından feragat edebilir. Ancak ortaklığın giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu tür davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının davayı açtıktan sonra davadan feragat etmesi halinde duruşmada hazır bulunanların görüşü alınır, kabul etmeleri durumunda davaya son verilir. Ancak duruşmada hazır bulunan davalı taraflar davaya devam etmek istemeleri halinde davaya devam edilip sonuca bağlanır.
21- ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİNE İLİŞKİN KARARLAR KESİN HÜKÜM NİTELİĞİNDE MİDİR?
Ortaklığın satış yoluyla giderilmesine ilişkin ilamlar kesinleşme tarihinden itibaren on sene içinde infaz edilmezse o ilam zamanaşımına uğrar. Ortaklığın taksim suretiyle giderilmesine ait ilamlar ise, taşınmazın aynına ilişkin kararlar olduğundan taksime ilişkin hükmün kesinleşmesi ile ortaklık sona erer ve ferdi mülkiyet oluşur. Bu sebeple zamanaşımına uğraması söz konusu değildir.
22- DAVA SONUNDA YARGILAMA GİDERİ VE HARÇLARLA İLGİLİ NASIL KARAR VERİLİR?
Ortaklığın giderilmesi davasının iki taraflı dava olması özelliği nedeniyle; keşif, tebligat, tanık ücreti vb. yargılama giderinden taraflar hisseleri oranında sorumludur.
Taşınır mal ortaklığının giderilmesi davasında harç maktu alınır. Ancak taşınmaz mal ortaklığın giderilmesi davasında harç nispidir. Davanın satış suretiyle kabulüne karar verilmesi halinde satış değeri üzerinden, taşınmazın aynen taksimine karar verilmesi halinde taşınmaz değeri üzerinden nispi harç alınır. Bu harç da payları oranında ortak veya paydaşlardan alınır.
23- DAVA SONUNDA VEKALET ÜCRETİ NASIL HESAPLANIR.
Ortaklığın giderilmesi davasında kendini vekille temsil ettiren iki taraf yararına da maktu vekalet ücretine karar verilir. Takdir edilen bütün vekalet ücretleri payları oranında tüm paydaşlardan alınır.
24- DAVADA YER ALMAYAN PAYDAŞIN HÜKMÜ KANUN YOLUNA GÖTÜRME HAKKI VAR MIDIR?
Davada taraf olarak yer almamış olsa dahi ortak veya paydaşın verilen hükmü kanun yoluna götürme hakkı vardır.
25- TAPUSUZ TAŞINMAZLARDA ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ İSTENEBİLİR Mİ?
Ortaklığın giderilmesi davalarına konu olan taşınmazın tapu siciline kayıtlı olması gerekir. Tapuya kayıtlı olmayan taşınmaz malların ortaklığının giderilmesi istenemez. Bu nitelikteki bir taşınmazın öncelikle tapuya tescilinin sağlanması, ondan sonra davaya konu edilmesi gerekir.
26- ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ KARARLARININ İNFAZI NASIL OLUR?
6100 sayılı HMK’nın 322/2. maddesine göre; paylaştırma ve ortaklığın giderilmesi için satış yapılması gereken hallerde, hakim satış için bir memur görevlendirir. Taşınır ve taşınmaz malların satışı İcra ve İflas Kanunu hükümlerine göre yapılır. Kısaca ortaklığın giderilmesi sonucu verilen kararlar tamamen takip hukukuna göre infaz edilir. Ortak lığın giderilmesi davası sonunda satış kararı çıkmış ise hakim satış memeuru atar.
Satış kararının infazı için ilgililerin talebi üzerine memur bir satış dosyası hazırlar. 2004 sayılı İİK'nun 4. maddesinin son fıkrasına göre satış memurunun işlemlerini sulh hakimi denetler. Yani satışla ilgili işlemlere yönelik şikayet veya itirazlar icra mahkemesine değil, sulh hukuk mahkemesine yapılır.
Taşnır malların satış usulü 2004 sayılı İİK’nın 112 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre talep terihinden itibaren 2 ay içinde taşınır malın satılması gerekir.
Taşınmaz malların satış usulü de 2004 sayılı İİK’nın 123 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre talep terihinden itibaren 3 ay içinde taşınır malın satılması gerekir.
コメント