SATTIKLARI ÜRÜN ÜZERİNDEN PRİM KESİLEN (TEVKİFAT) KİŞİLERİN TARIM BAĞKUR SİGORTALILIK DURUMU
- Av. Salim SAYICI
- 5 Ara 2022
- 5 dakikada okunur
1- TARIM BAĞKUR NEDİR?
Tarım Bağkur tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlara ilişkin bir sosyal sigorta türüdür. 01.10.2008 tarihi öncesi 2926 sayılı Yasada düzenlenmiş iken bu tarihten sonra 5510 sayılı Yasanın 4/1-b-4. Bendinde düzenleme yapılmıştır.
2- ÜRÜN ÜZERİNDEN PRİM KESİNTİSİ (TEVKİFAT)NASIL OLUR?
Tevkifat, kelime olarak "kesinti", "alıkoyma" anlamına gelmektedir. Türk vergi sistemi terminolojisinde stopaj kelimesi yerine de kullanılabilirken, sosyal güvenlik sisteminde tevkifat, tarımsal faaliyette bulunan Tarım Bağ-Kur sigortalılarının sattıkları ürün bedellerinden prim borçlarına mahsuben kesinti yapılması anlamına gelmektedir.
2926 sayılı Yasanın mülga 36. Maddesine göre sigortalı prim borcunu ait olduğu yıl içinde Bakanlar Kurulunca tespit edilen dönemlerde ödemek zorundadır Kurumun prim alacakları; Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkif suretiyle de tahsil edilebilir.
Halen yürürlükte olan 5510 sayılı Kanunun Primlerin ödenmesi başlıklı 88 inci maddesine göre sigortalı olarak tescil edilmiş olanların prim borçlarının, sattıkları tarımsal ürün bedellerinden borç tutarını geçmemek şartıyla % 1 ilâ % 5 oranları arasında olmak üzere kesinti yapılmak suretiyle tahsil etmeye Sosyal Güvenlik Kurumu’nun yetkili olduğu belirtilmiştir.
3- TARIM BAĞKUR KAYDI YOKSA BUNA RAĞMEN TEVKİFAT YAPILMIŞSA YİNE DE TARIM BAĞKUR SİGORTALISI SAYILIR MIYIM?
Tarım Bağkur Yasasında; SSK Yasasında yer bulan geçmiş sigortalılığın tespitine ilişkin “hizmet tespiti” davası gibi geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tespitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
2926 Sayılı Yasa'nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum'a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan yasanın 5. maddesi ile 7. maddede belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir.
Her ne kadar, aynı yasanın 5. maddesi hükmünde, yasal süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı öngörülmüş ise de, re'sen tescil başlığını taşıyan 9. maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum'a kayıt ve tescillerini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum'ca re'sen yapılması gerekmektedir. 2926 Sayılı Yasa'nın 36. maddesi kapsamında Kurum'un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2. madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur'a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için Kurum'a başvuru olmasa dahi bahse konu biçimde prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları kabul edilmekte ve tevkifatı takip eden aybaşından itibaren sigortalı kabul edilmektedir.
Ancak prim tevkifatına dayalı olarak kişi sigortalı kabul edilse dahi, kişi prim kesintisi olmayan yıllarda da tümden sigortalı kabul edilmeyecektir. Buna ilişkin hususlar aşağıda açıklanacaktır.
4- TEVKİFAT YOLUYLA KESİLEN PRİM KURUMA İNTİKAL ETMEMİŞ İSE SİGORTALI SAYILIR MIYIM?
Yargı kararlarına göre kuruluşlara teslim edilen ürün bedellerinden tevkifat yolu ile yapılan prim kesintisinin Bağ-Kur’a intikalinin takip görevinin Kurumun görevinde kaldığı, çiftçinin teslim ettiği ürünlerden kesilen BağKur priminin Bağ-Kur’a intikal edip etmemesinin çiftçinin sorumluluğu kapsamında olmadığı, geçerli bir prim kesintisi olmuşsa, kesinti sahibi çiftçiye sigortalılık hakkı kazandırılması gerektiği kabul edilmiştir.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.02.2017 tarih ve 2015/1283 esas ve 2017/242 karar sayılı ilamı)
Ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun birkaç kararında özellikle özel şirketlerin yaptığı prim tevkifatının sigortalılık kazandırması için kuruma intikal etmesi koşulunu aramıştır. Bazı üyeler de bu kararlara muhalif kalmıştır.
Kanımızca da prim kesilmesi sigortalılığın başlaması için yeterli görülmelidir. Çünkü Yargıtay uygulamasında genel olarak prim kesilmesini sigortalılık iradesi yani bir nevi Kuruma başvuru olarak değerlendirmektedir. Burada sahtelik iddiası da yoksa Kurumun ihmalini sigortalıya yüklemenin doğru olmadığı kanaatindeyiz. Çünkü 2926 sayılı Yasanın 10. Maddesinde “ Sigortalıların kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, 21/10/1935 tarih ve 2834 sayılı Kanuna göre kurulan tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin, 18/04/1972 tarih ve 1581 sayılı Kanuna göre kurulan tarım kredi kooperatifleri ve birliklerinin, 24/04/1969 tarih ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulan Pancar Ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği (Pankobirlik), Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtları esas alınır. Belirtilen bu merci, kurum, kuruluş, kooperatifler ve birlikleri ile şirket ve bankalar, Kurumun isteği üzerine her türlü bilgiyi ve belgeyi vermekle yükümlüdürler.” Düzenlemesine karşı prim kesintisinin Kuruma intikalini şart koşmak doğru değildir.
5- PRİM KESİNTİSİ YAPILMAYAN YILLARDA SİGORTALI KABUL EDİLEBİRLİR MİYİM?
Az yukarıda açıklandığı üzere Tarım Bağ-Kur sigortalılığının yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanunda, bildirimsiz kalan sigortalılar için 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesinde öngörülen "hizmet tespiti" davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Anılan düzenlemede, kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının hükme bağlanmış olması karşısında, kayıt ve tescil, yada tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı öncesine isabet eden tarımsal faaliyet ve buna dayalı "Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti" söz konusu olamayacaktır.
Yargıtay uygulamasında prim kesintisi varsa kişi prim kesintisi günü ila o yılın takvim yılı sonu arasında sigortalı kabul edilmektedir.
Yargıtay uygulamasında prim tevkifatı ve ürün tesliminin, iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde de, tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.(Yargıtay 21. Hukuk dairesinin 21.05.2015 tarih ve 2015/9168 esas ve 2015/11424 karar sayılı ilamı)
Bunun dışında prim tevkifatını takip eden ve prim kesintisi olmayan yukarıda bahsedilen zaman dilimleri dışındaki devredeki tarımsal faaliyetin tespitinde ise, ziraat odası, tarım meslek kurum ve kuruluşlarının, kooperatif ve birliklerin kayıtlarının esas alınması, tescile ilişkin esas alınan bu kayıtların sona ermesi halinde ise, sigortalılıklarının aynı tarih itibariyle sona erdiğinin kabulü gerekir.
6- TARIM BAĞKUR SİGORTALILIĞI İLE FARKLI SİGORTA KOLLARI ÇAKIŞIRSA HANGİ SİGORTALILIK ESAS ALINIR?
2926 sayılı Kanunun 2.maddesinde, Kanunla veya kanunların verdiği yetkiye dayanılarak kurulan sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdiyle bağlı olmaksızın, 3.maddenin (b) bendinde tanımlanan tarımsal faaliyette bulunanların Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılacakları belirtilmiştir. Yani tarım Bağkur Sigortalısı olmanın koşulu başka sigorta kolundan sigortalı olmamaktır.
Dolayısıyla tevkifat nedeniyle sigortalı sayılacak dönemde kişi başka sigorta kollarına tabi sigortalılığı varsa bu dönemlerde tarım Bağkur sigortalısı sayılamaz.
Sigortalının Tarım Bağkur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, gerek 506 ve gerekse 1479 sayılı Yasa'lar kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasa'nın 36 ve 10.maddesindeki şartların da gerçekleşmesi halinde 506 ve 1479 sayılı Yasa'lar kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Tarım Bağkur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, 506 ve 1479 sayılı Yasa'lar kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve anılan çalışmaların sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, doğrudan prim yatırılması, talep veya aynı Yasa'nın 36.maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği Dairemizin giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşlerindendir(Yargıtay 21. Hukuk dairesinin 18.06.2015 tarih ve 2015/9163 esas ve 2015/14100 karar sayılı ilamı)
7- TARIM BAĞKUR SİGORTALISI OLARAK HANGİ ŞARTLARA GÖRE EMEKLİ OLABİLİRİM?
a- Tarım Bağ-Kuru Erkek Emeklilik Şartları Nelerdir?
Tarım Bağ-Kur emekliliğine başvuru yapan erkek çiftçilerin şartları şu şekildedir:
· 08.09.1999 tarihinde başvuru yapanlar için 5400 gün ve 58 yaş
· 08.09.1999 ve 30.04.2008 tarihleri arasında başvuru yapanların 9000 gün ve 60 yaş
· 01.05.2008 tarihinde başvuru yapanlar için 5400 gün ve 63 yaş
Koşullarını sağlaması gerekir.
b- Tarım Bağ-Kuru Kadın Emeklilik Şartları Nelerdir?
Tarım Bağ-Kur üzerinden emekli olmak isteyen kadın çiftçiler için gerekli görülen şartlar şu şekilde sıralanmaktadır:
· 08.09.1999 tarihinde başvuru yapanlar için 5400 gün ve 56 yaş
· 08.09.1999 ve 30.04.2008 tarihleri arasında başvuru yapanların 9000 gün ve 58 yaş
· 01.05.2008 tarihinde başvuru yapanlar için 5400 gün ve 61 yaş veya 9000 gün 58 yaş
Koşullarını sağlaması gerekir.
Comentarios